Faik Öztrak: “Meclis Akbelen’deki Çevre Katliamını Görüşmek Üzere Toplanıyor.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nun yarın “Akbelen ormanı” gündemiyle toplanacağını hatırlatarak, “Meclis bu hafta salı günü Akbelen’deki çevre katliamını görüşmek üzere toplanıyor. AK Parti milletvekilleri bu kez çocuklar gibi kapı arkasına saklanmasınlar, “Millet inlerken onlar tatilden vazgeçsin ki Meclis çalışsın. İşleri sarayın keyfine bırakmayalım. Milleti zulmetmeyelim” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki CHP MYK toplantısının ardından CHP Sözcüsü Faik Öztrak, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi. Öztrak dedi ki:
“Kocaeli Derince Limanı yakınlarındaki TMO deposunda patlama meydana geldi. Patlamanın nedenine ilişkin net bir açıklama yok. 10 vatandaşımızın yaralandığı bilgisi var. Can kaybı olmamasını temenni ediyoruz. Allah’tan acil şifalar dileriz. Yaralılara şifalar Bu üzücü haberlerin yanı sıra bir de müjde var Dünya Okçuluğu Şampiyonada altın madalya alarak bizleri gururlandıran milli okçumuz Mete Gazoz’u tebrik ederiz.
“VİTRİN YÖNETİMİ SONUNDA SARAYI DOSYALADI”
Saray yönetiminin yarattığı inanç bunalımını ortadan kaldırmak için vitrine koyduğu Merkez Bankası Başkanı ile Hazine ve Maliye Bakanı’nın son açıklamaları, enflasyonla mücadele konusunda yerel yönetimler gelene kadar hiçbir şey yapma niyetinde olmadıklarını gösteriyor. Seçimler sekiz ay sonra yapılacak. En değerli önceliklerinin ‘enflasyonu düşürmek’ olduğunu söyleyerek iktidara gelen vitrin yönetimi, sonunda Saray’ın sözünü tuttu. Fiyatları, maaşları, maaşları, verdikleri her şeyi vergileri, zamları, enflasyonu ile geri alacaklarını, körleme stratejilerini sürdüreceklerini, milleti zulmetmeye devam edeceklerini açıkladılar.
“İNSANLAR SÖYLÜYOR”
basın arkadaşı, ekonomi “Enflasyonla mücadele süreci, gerçek enflasyonla mücadele, istikrar” gibi yaldızlı sözlerle enflasyonla mücadeleyi süreçlere ayırarak yönetimin bir başka bahara ertelemesini “Ne kadar mantıklı”, “Ne kadar gerçekçi” diyerek alkışlıyor. Dürüst, bütüncül, çıpalı bir program yapmanın mümkün olmadığını Bakan Şimşek de görmüş görünüyor. Sorunların asıl sebebinin ekonomiyle alakası olmayan ama ‘ben iktisatçıyım’ diye övünen, saçmalıklarıyla enflasyon rekorları kıran, bir eli petrolde yaşayan kibirli Saray olduğunu biliyor. ve bir eli balda, ‘İtibar kurtarılamaz’ diyor. Ancak, adını anmaktan korkuyor. Bu nedenle Bakan Şimşek, enflasyonun nedeni olarak memur maaşlarına yapılan artışı göstererek imkansızı başardı. Enflasyonun sorumlusu enflasyonun altında ezilen memurdu. İnsanlar bu sözleri söylerken biraz utanıyorlar.
“İNSAN HİÇBİR ŞEYİ KALMIYOR”
Enflasyon tazminatı için söylediğiniz yüzde 25 zammı emeklilerin çoğuna vermediniz. Emeklileri enflasyona ezdiniz, perişan ettiniz. Bahiste bıraktın. 7 bin 500 liradan fazla sefalet aylığı cezasına çarptırılan emeklilerimize belediyelerimiz el uzattı. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız ‘Önce insanı koyan belediyecilik, zorda olanın yanında olmaktır’ diyerek, şartları taşıyan tüm emekli hemşehrilerimizin sosyal yardımlardan yararlanmak için belediyeye başvurmalarını istedi. AK Parti belediye başkanları ise bunu alkışlamak ve örnek almak yerine hakaret ve iftira attı. Artışlarla ezdikleri milletimizle büyük bir duygusal kırılma yaşayan AK Parti takımlarının güzel ve insani hiçbir şeye tahammülü yok.
“MEMURLUK YOK, İŞÇİ YOK”
Üç kuruşları emeklilere, işçilere ve memurlara çok gören Erdoğan ve şirketi, yandaşlarına yol, köprü ve tünel için dolar ve avro olarak verdikleri garantiler karşılığında bu yılın ilk 6 ayında 25 milyar lira ödedi. . Geçen yılın ilk 6 ayına göre artış yüzde 167. Hükümet emeklilikte yüzde 25’lik bir artış görüyor. Taraftarına yaptığı ödemeleri %167 artırıyor. Kendi yarattığı enflasyon farkını emekliye vermeyen hükümet, bırakın bu ülkedeki güncellemeyi, geçiş fiyatlarını Amerikan enflasyonuna göre güncelliyor. Garantili geçiş fiyatlarının yarattığı kur artışları yetmiyor, Amerikan enflasyonunu da Türk milletinin sırtına bindiriyor. Bütün bunlar için para var. Memur, emekli ve işçi yok.
“TMO ÇİFTÇİYİ YALNIZ BIRAKTI”
Genel Başkanımız da bu hafta sonu Erzincan’daydı. Çiftçi ve esnafın sorunlarını anlattı. Artan enflasyon karşısında paramızın nasıl değer kaybettiğini anlattı. Erzincan halkından yerel seçimlerde CHP adayına destek vermelerini istedi. Yerel seçim sürecini meydanlarda başlattı. Parti Sözcüsü olarak hafta sonu seçim bölgem olan Tekirdağ’daydım. Çiftçinin dertlerini dinledik. Birine dokunduk, bin tane iç çekiş duyduk. Trakya’da ciddi bir kuraklık var. ‘Sarı gelin’ ayçiçeğinde bu yıl büyük bir verim kaybı bekleniyor. Trakya il milletvekilleri olarak hem çekirge zararlıları hem de kuraklık nedeniyle bölgenin afet bölgesi ilan edilmesi için kanun teklifi sunduk. Borçların faizsiz ertelenmesini ve zararın sigorta tarafından karşılanmasını talep ettik. Başkanımız, Grup Başkanımıza ve Grup Başkan Yardımcılarımıza bu teklifin bir an önce Meclis gündemine alınması için talimat verdi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin Tekirdağ’daki satın alma merkezini de ziyaret ettik. Ofis, çiftçinin kara gün dostudur. Ama ne yazık ki hem hükümet hem de makam çiftçiyi yalnız bıraktı.
İthal ürünler için depolarda yer kalmayınca ‘Ürünün kalitesini beğenmedim’ diyerek çiftçimizin yerli ve milli ürünlerini ofis kapısından geri çeviriyorlar. Çiftçinin traktörü, römorkundaki buğdayı indirmeden TMO kapısından dönüyor. Derhal buna son verin, çiftçiyi tüccarın insafına bırakmayın. Elin çiftçisinin emeği ambarlarımızı doldururken, çiftçimizin alın teri tüccarın insafına kalıyor. Bu önemli bir idari zayıflıktır. Çiftçilerimiz bu uygulamalarla birlikte giderek topraktan ve üretimden kopuyor. ve bu stratejik kısımda ipler giderek yabancıların eline geçiyor.
Trakya’da çiftçi isyanda. Akbelen’de çevreciler sahada, sağlık çalışanları, emekliler ve mühendisler yurdun dört bir yanında görev başında. Ama milletimiz yalnız değil. Parti yönetimimiz, kadın kollarımız, gençlerimiz, teşkilatlarımız, milletvekillerimiz ve Genel Başkanımız sahada vatandaşlarımızın yanında. Yanında olmaya devam edeceğiz. Nitekim Meclis bu hafta salı günü bizim talebimizle Akbelen katliamını görüşmek üzere toplanıyor. AK Parti milletvekilleri bu sefer çocuklar gibi kapı arkasına saklanmasın. Halk inlerken onlar tatilden vazgeçsinler de Meclis çalışmalarına başlasın. İşleri sarayın keyfine bırakmayalım. Halkı ezmeyelim.
İlk 6 ayda bütçe 483 milyar lira açık verdi. Bunun yarısından fazlası 275 milyar liralık faiz gideri. 25 milyar lira Döviz Korumalı Mevduat garantilerine, bir o kadar da KÖİ’lerin döviz garantilerine harcandı. Merkez Bankası döviz kasasından satışlar yeniden başlamış görünüyor. Seçimden sonra biraz toparlanan rezervler yeniden piyasaya sürülür. Temmuz ortasında 56 milyar dolara gerileyen net rezerv açığı yeniden 60 milyar dolara yükseldi. Kredi temerrüt risk primleri dünya çapında düştü. 400’ün altını da gördük. Şimdi tekrar ayrıldı ve 400’ün üzerinde hakikat seferber oldu. Bütçe açığına ve rezerv açığına 60 milyar dolarlık cari açık eklendi. Temmuz ayı dış ticaret verilerine göre, elektrik fiyatlarındaki düşüşe rağmen dış ticaret açığı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 16 arttı. Yıllık dış ticaret açığı ise yüzde 46 artarak 121 milyar dolar oldu. Dış istikrardaki bozulma devam ediyor. Gelir dağılımı da hızla bozuluyor. En zengin yüzde 20, toplam gelirin yarısını alıyor. Gelir eşitsizliğinde son 16 yılın rekoru kırıldı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın verdiği bilgiye göre, kendisine güvenen çok yoksul hane sayısı bir önceki yıla göre 1 milyon artarak 3,7 milyona ulaştı.
“VATALILAR BAYRAMI UNUTTULAR”
Bir yıl içinde; dana eti yüzde 143, yumurta yüzde 114, soğan yüzde 113 ve kuru fasulye yüzde 101 arttı. Patates fiyatı yüzde 99, beyaz peynir fiyatı yüzde 83 arttı. TÜİK ısrarla aylık enflasyonu tek hanede tutmaya çalışırken, vatandaşların en çok tükettiği gıdalarda enflasyon bırakın ikiyi, şimdiden üç haneye ulaştı. Resmi bilgilere göre 63 milyon vatandaş barınma masrafı, 44 milyon vatandaş ise borçları altında eziliyor. 35 milyon vatandaş iki günde bir sofrasına bir tas et koyamıyor. Yaz geldi, vatandaşlar tatili unuttu. 50 milyon vatandaş evinden uzakta bir hafta tatil yapmayı göze alamıyor.
“BU YAŞAMAK DEĞİL”
OECD’de Türkiye, vatandaşlarının geçim derdinde olduğu ülke konumunda. Bu yaşamak değil. Sabah işe git, akşam dön. Hafta sonu hiçbir şey yapmayın, çocuğunuzu dışarı çıkarmayın. Bir hafta izin bile alamam. Dört nüfus oyunu, yoksulluk sınırını geçmeyin. Bu hayat değil. Tüm ekonomi karmakarışık bir hal alırken, seçimler yaklaşırken Hazine ve Maliye Bakanı önlem almak yerine ‘irrasyonel’ olarak eleştirdiği siyasete dönüyor. Ekonomideki oyuncular da bunu görüyor. İktisatta ertelenen ve zamanında çözülmeyen her sorunun eninde sonunda size katlanarak geleceğini herkes bilir. Tulumba’da sular tükendi. Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın katili, 15 Temmuz’un finansörü olmakla itham ettikleri Körfez korsanlarının eline tutuştular, artık kavgada söylenmeyecek sözler söyledikleri. Darbeci diye görüşmelerini kestikleri Sisi ile el ele poz verdiler. Şimşek ve Erkan ikilisi, geçtiğimiz hafta SPK’nın 3 ay önce 33 milyon TL’lik ‘piyasa bozucu eylem cezası’ verdiği JP Morgan’ın basına kapalı yatırımcı toplantısına koştu. Ancak sızan bilgilere bakılırsa Şimşek-Erkan ikilisinin anlattıklarına ciddi yatırımcılar kan emici, vur-kaç kısa vadeli fonlar dışında pek itibar etmedi. Para politikası için ‘somut ve öngörülebilir’ bir çerçeve bulamadılar. Nasıl buluyorlar? Zaten Merkez Bankası Başkanı ‘Dinamik optimizasyon problemindeki en büyük kısıt’ sözleriyle durumu açıklamıştı. Hata gömleğin ilk düğmesinden başlar. Masanın başında Erdoğan’ın oturması gibi bir ‘zorlama’ var.
“GÜVENDİĞİNİZ DAĞLARA KAR YAĞACAK”
Erdoğan, yaklaşan yerel seçimleri 2023’te başlayan seçim sürecinin son durağı olarak görüyor. Burada bir yenilginin iktidarını kaybedeceğini biliyor. Dolayısıyla enflasyonla mücadele yerel seçimlere kadar bir öncelik değil. Ekonomiyi şişirmek, hormonlandırmak ve büyümeyi sağlamak için ne gerekiyorsa yapmak istiyor. Yerel seçime kadar 2000 öncesi emme pompa sistemi devam edecek. Önce vatandaşın fiyatına, maaşına, aylık maaşına zam yapılıyor, ardından vergi ve harç artıyor. Yakıt, gaz, elektrik artsın. Enflasyon gelsin, sabit gelirlilere kaşıkla verdiğinizi kepçeyle geri alın. Bu tür döner döner sanıyorlar. Biz bu filmi gördük ve yaşadık. Dönmedi, dönmeyecek. Gereğinin yapılmadığı her dakika ekonominin fay hatlarında biriken gerilim daha da yıkıcı hale geliyor. Güvendiğin dağlara kar yağar.
Seçim sonrası zamlarla milleti ezen Erdoğan, başta kendisine destek verenler olmak üzere milletle büyük bir duygusal kırılma yaşıyor. Bu sebeple kendisine nispetle adalet ve hukukun esnemesini artırmıştır. Açıkça zulüm ediyor. Muhalefeti susturmak için elinden geleni yapıyor. Depremle sarsılan Hatay Milletvekili Can Atalay haksız ve hukuksuz bir şekilde cezaevinde tutuluyor. Hatay halkının ve milletin iradesi prangalanıyor. AK Parti Diyarbakır Milletvekili’nin sözlerini hatırlatan ve Erdoğan Hükümeti’nin yeni bir açılım süreci başlatmak ve teröristin kafasını serbest bırakmak niyetinde olduğunu açıklayan gazeteci Merdan Yanardağ tutuklandı. TELE-1 ekranları, Merdan Yanardağ’a isnat edilen suçla ilgisi olmayan bir kanun maddesine dayanılarak 7 gün hukuka aykırı bir şekilde karanlığa gömüldü. Gazeteci Barış Pehlivan, denetimli serbestlikten yararlanabilecekken 8 ay daha hapis cezasıyla tehdit ediliyor. Her gün ülkenin her yerinde silahlar patlıyor.
Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma ilerlemiyor. Limanlarımız uyuşturucu yollarının uğrak noktası haline geldi. Türkiye ‘dünyanın en tehlikeli 20 ülkesinden biri’ olarak kabul ediliyor. Birinci sınıf yerimiz Kolombiya ile Pakistan arasında bir yerdedir. Devlet bu olaylar duyulmasın diye gazetecileri tutuklatıyor. Milletin hayatı tehlikede, sadece sofrasındaki ekmek değil.
“HATALARIMIZI YAPARIZ”
Depremin üzerinden 6 ay geçti. Hala barınma probleminden, tuvalet probleminden, temiz suya erişim probleminden bahsediyoruz. Zorla depremzedeleri okul yurtlarından çıkarmaya çalıştıkları söyleniyor. Kadın milletvekillerimizden oluşan bir heyet tüm bu iddiaları incelemek üzere deprem bölgesine gidecek. Heyetimiz Hatay’dan başlayarak son durumu yerinde inceleyecek. Bu iktidar kendi seçmeni dahil tüm milletle bağını koparmıştır. Mayıs seçimlerini kazanamadık, buna çok üzüldük. Ancak yılma zamanı değil, ayağa kalkacağız, eksiklerimizi tamamlayacağız, yenileneceğiz, hatalarımızı telafi edeceğiz. Yerel seçimlerde 25 milyonu 30 milyona, 35 milyona çıkaracağız.
“10 BİNDEN FAZLA ÖNERİ”
Öztrak, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
CHP’nin tüzük değişikliğiyle ilgili sorulan Öztrak, “Üyelerimizin katılımına açık olarak büyük bir hızla devam ediyor. İnternet üzerinden açtığımız platformda parti üyelerimizin katkı ve önerilerini bize bildiriyorlar. Şu ana kadar partimize sunulan değişiklik teklifleri 10 bini geçti.Yorum süresi 10.Eylül ayına kadar sürecek dedi.